Saadet Partisi Grubu Deprem Bölgesi Raporunu Açıkladı: “Daha Fazla Konut İnşaatına Hızla Başlanmalı, Konteyner Kentler Kışa Hazırlanmalı…
Saadet Partisi Kümesi “Deprem Bölge Raporu”nu TBMM’de açıkladı. Kümelenme Başkan Vekili İsa Messi Şahin, “Daha fazla konut inşaatına hızla başlanmalı. Bir süreliğine bölgeye daha fazla konteyner sevk edilmeli, mevcut konteyner kentler kışa hazır hale getirilmeli, eğitim faaliyetlerindeki eksiklikler hızla giderilmeli” dedi. Ağır hasarlı binaların yıkımı hızlandırılmalı, yerinde ayrıştırma hızlandırılmalıdır.” “Valiliklerin bu konuda harekete geçmesi gerekiyor. Sahada ayrıştırma değil, çöplükte ayrıştırma işlemi başlatılmalı. Ticari hayatın canlanması, şehirlerin normalleşmesi için devlet gerekli teşvikleri yapmalı. İçme suyu sorunu çözülmeli.” çabuk” dedi.
Saadet Partisi Küme Lideri Selçuk Özdağ ve Küme Başkan Yardımcısı İsa Messi Şahin, partinin hazırladığı “Deprem Bölgesi Raporu”nu TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında açıkladı. 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde kısa bir açıklama yapan Özdağ, konuşmayı Şahin’e bıraktı. Özdağ, “Partiler amaç değil araçtır. Cumhurbaşkanları yarı tanrı değildir, ölümlü insanlardır, Türkiye’nin demokrasiyi içselleştirmesi gerekiyor. Türkiye’de devleti ele geçirmeye yönelik her türlü çabayı kınıyorum. İster darbeyle olsun ister olmasın.” Silahla ya da demokrasi kisvesi altında. 12 Eylül darbesinde 2 milyon insanımız telef oldu. Umarım ordu içinde bir daha kimse cunta olmaz. 12 Eylül’ü bir kez daha kınıyor, o gençleri rahmetle anıyorum. 12 Eylül’den önce savaşanlar, ölüme gidenler, ölenler ve öldürülenler. Kenan Cihan’a 12 Eylül’ün yıldönümünde 1 gün 1 dakika 1 saniye diliyorum “Sanık koltuğunda otururken ölse bile sandalye” dedi.
Daha sonra hazırladıkları deprem raporuna ilişkin açıklama yapan Grup Başkanvekili İsa Messi Şahin, yapıcı muhalefet yaklaşımıyla deprem bölgesinde olduklarını ve 9 gün boyunca Diyarbakır ve Elazığ dışında depremin meydana geldiği 9 ili ziyaret ettiklerini belirtti. günler.
Şahin, “Bu ziyaretlerdeki amacımız siyasi çıkar elde etmek ya da hükümeti köşeye sıkıştırmak değil. Amacımız bölgedeki son durumu bizzat takip edip sorunların çözümüne katkıda bulunmaktır. Deprem sorununu asla görmüyoruz.” Türkiye’de siyasi malzeme olarak.”
Şahin’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
” “ÜLKEYİ YÖNETENLER HER ZAMAN KADER DEĞİL, ÖNLEM EKSİKLİĞİ DİYECEKTİR”
“Şehirlerimizin son durumunu ve süreçten kaynaklanan sorunları bizzat yakından takip ettik. Maalesef bu ziyaretlerde karşılaştığımız en değerli tablo, şehirlerimizin beton yığınına dönüşmesinin bedelini ödüyor olmasıdır. Türkiye ödüyor. imar kiralarının ve çarpık zihniyetlerin bedeli.Yeni planlı şehirler inşa edeceksek önce zihniyet dönüşümünden başlamalıyız.Bu zihniyet dönüşümü olmadan ülkeyi yönetenler her zaman bunun şans olduğunu söyleyecektir ama biliyoruz ki kader değil tedbirsizliktir TOKİ binaları depreme dayanıklı yapıldığı için yıkılmadı.
” 180 BİN İNŞAATIN BAŞLADIĞINI GÖZLEMİYORUZ”
Buradaki bulgularımız, kendi gözümüze, yani resmi verilere değil, gözlemlerimize ve gözlemlerimiz sonucunda oluşan görüşlere dayanan bir bakış açısıdır. Öncelikle konut sorununa değinmek istiyorum. Depremde evleri yıkılan vatandaşlarımıza devletin elini uzatması sosyal devlet olmanın gereğidir. Başkanın bölgeye dair bir sözü var; ‘Bize 1 yıl verin’ Bu 1 yıllık bir süre boyunca devam eder. Bu 1 yıllık sürenin sonunda bölgedeki konut sorunu çözülecek mi? Güzel şeyler söylemek istedim ama bölgede gördüğümüz tablo TOKİ inşaatlarının yeterli düzeyde olmadığı yönünde. 180 bin inşaat çalışmasına başlandığı belirtildi ancak bu sayı bizim gözlemlerimizle çelişiyor. Bölgede 180 bin inşaat çalışmasının başladığını göremedik.
” “EV SAYISI 180 BİN KONUTAN ÇOK FAZLA İHTİYAÇ OLDUĞU AYRICA GERÇEKTİR”
Depremden etkilenen vatandaşlarımızı zorlu bir kış bekliyor. Biz depremi siyaset üstü bir konu olarak tartışmak istiyoruz ama kimsenin deprem bölgesinin hassasiyetlerinden yola çıkarak siyaset yapmasını doğru bulmuyoruz. İktidar bu konutların bir kısmını yerel seçimden önce teslim edip sonra geri gelip ‘Vatandaş bak yaptık, gerisini biz yapacağız’ gibi bir yanılsama politikasına girişecekse yapmasınlar. BT. Bölgedeki birçok şantiyeyi gezdik ama hükümetin belirttiği gibi 180 bin konutun inşaatını göremedik. Gerçek şu ki 180 bin konuttan çok daha fazla konuta ihtiyaç var. Bölgede yapılan konut sayısı yeterli olmayıp, bölgede vatandaşlarımızı büyük bir barınma sorunu beklemektedir.
” KONTEYNER İLE BİRDEN FAZLA AİLE ŞEHİRLERDE YAŞAMAK ZORUNDA KALDI. KONTEYNER İLE “Ne yazık ki şehirler kışa hazır değil”
Hükümet ‘yarısı bizden’ diye bir kampanya ortaya koydu, yani 500 bin hibe, 500 bin kredi veriyor… Bize gelen şikayetler; Bu parayla ev alınamaz. Vatandaşların önemli şikayetlerinden biri de hükümetin övündüğü bu kampanyanın sahada karşılık bulmaması.
Konteyner kentler… Ziyaret ettiğimiz her ilde konteyner kentleri gezdik. Konteyner kentler kuruldu ancak çok sayıda konteynere ihtiyaç var. Bu nedenle birden fazla aile konteyner kentlerde yaşamak zorunda kalıyor. Ne yazık ki konteyner kentler kışa hazır değil. Temiz su sorunu önemli bir sorun olarak öne çıkıyor. Özellikle öğrencisi olan velilerimizin internet beklentileri var. Konteyner kentlerde güvenlik kamera sistemi bulunmadığı için asayiş sorunları ortaya çıkıyor.
” “ANAOKULU VE İLKOKUL İÇİN HAZIRLIKLAR VAR, YETKİLİLERİN BU KONUDA BİRAZ DAHA ÇALIŞMASI GEREKİYOR”
Eğitim faaliyetleri… Bölgede yıkılan okullar var, ağır hasar gören okullar var. Kullanılamaz hale gelen okulların öğrencileri başka okullara naklediliyor. Konteyner kentlerde anaokulu ve ilkokula yönelik hazırlıklar var, yetkililerin bu konuda biraz daha çaba göstermesi gerekiyor. Konteyner kentlerden başka okullara gidecek öğrencilerimizin ulaşımı konusunda belirsizlik yaşanıyor. Deprem bölgesindeki kamu görevlilerine atama hakkı verildi. Nitelikli, tecrübeli öğretmenlerimizin bölgeye atanmasından dolayı deprem bölgesinde de böyle bir nitelikli eğitim sorunu yaşanıyor. Tecrübeli insan kaynağının başka bölgelere aktarılması önemli bir sorundur. Üniversiteler açılacak. Üniversite öğrencileri buraya geldiği için KYK yurtları yeterli değil.
” “MALATYA’DA 36 BİN BİNA YIKILMASI GEREKİYOR, BUGÜNE KADAR SADECE 5-6 BİN BİNA YIKILDI”
Ağır hasarlı binaların yıkılması, kazıların kaldırılması şehirlerin normalleşmesi açısından önemli bir konu. Üzülerek belirtmek isterim ki, hemen hemen tüm şehirlerimizde ağır hasarlı binalar hala yıkılmamış, şehirlerimiz şantiyeye dönmüştür. Mesela Malatya’da 36 bin binanın yıkılması gerekiyor ama şu ana kadar sadece 5-6 bin bina yıkıldı. Yıkım süreçlerinin hızlandırılması gerekiyor.
” FİRMALAR DEMİRDEN FAYDALANMAK İÇİN BİNALARI OLDUĞU YERLERDEN KÖKÜR VE SONRA KAZILARINI İÇLERİNE KOYURLAR.
Gittiğimiz her ilde her vatandaşımızın bize şikâyet ettiği bir konu; yerinde ayrışma. Yıkım işini üstlenen firmalar, demirden yararlanmak için bulunduğu binayı söküyor ve ardından hafriyatları boşaltıyor. Bu da süreci uzatıyor, sağlık sorunlarını ve asbest sorununu beraberinde getiriyor. Firmaların döküm alanlarında bu ayrımı yapması gerekiyor.
İçme suyu sorunu… Pek çok şehrimizde karşılaştığımız bir sorundur. Hem deprem nedeniyle hem de yıkım, hafriyat gibi işlemler nedeniyle altyapının zarar görmesi ve içme suyu pek çok şehrimizde önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Hatay’da, Malatya’da, Adıyaman’da… Önemli bir faktör de okulların açılmasıyla birlikte bulaşıcı hastalıkların daha hızlı yayılabilmesi.
” “ESNAFIMIZIN DİRENİŞ GÜCÜ KIRILIYOR, TEŞVİK VE İYİLEŞTİRMELERİN ARTMASI GEREKİYOR”
Şehirlerdeki işyerlerinin yıkılması, göçler ve Türkiye’nin genel ekonomik gidişatı gibi nedenlerden dolayı deprem bölgesinde ticari hayat pek canlı değil. Malatya’daki bir esnafımızın sözleri benim için değerliydi; ‘Biz bu toprakların çocuklarıyız, şehrimizi terk etmek istemiyoruz, direniyoruz ama Sayın Milletvekilim ve Başkanım, eğer böyle devam ederse göç etmekten başka çaremiz kalmaz.’ Esnafımızın direniş gücü kırılıyor, teşviklerin ve iyileştirmelerin arttırılması gerekiyor.
” HATAY… ŞEHRİN DEMOGRAFİK YAPISI BELİRLEYİYOR”
Hatay ilimizdeki göç konusuna özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bu göç sorunu kentimizin tarihi ve stratejik konumu açısından önemli bir sorundur. Maalesef depremin yarattığı psikoloji, şehrimizin ekonomik imkanlarının kısıtlı olması gibi nedenlerden dolayı Türk vatandaşlarımız şehirden göç etmekte ve şehrin demografik yapısı bozulmaktadır. Hatay ilimizin konumu gereği bir an önce normalleşmesi, ekonomik imkanlarının iyileştirilmesi, kentten göç eden vatandaşlarımızın hızla kente dönüşünün önünün açılması gerekiyor.
” İZİNLER NASIL VERİLDİ, YÜKSEK KAT İZİNLERİNİ KİMLER VERDİ, YAPI DENETİM FİRMALARININ BELEDİYE İLE İLİŞKİSİ VAR MI?
Malatya Bostanbaşı bölgesi… Siyaset yapmıyoruz, siyasetin üstünde görüyoruz dedik. Bostanbaşı 10 yıl öncesine kadar tarım alanı olan, sulak alanlı, yeşil kayısı bahçeleri olan bir yer. 10 yılda o tarım alanları yok edildi, bölge imara açıldı, bölgede yeni yapılan binaların değerli bir kısmı ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. TOKİ binaları yıkılmazken, son yıllarda deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilen bu binalar nasıl ciddi hasara uğrayabilir? Bu izinler nasıl verildi, üst katlara kim izin verdi, yapı kontrol şirketlerinin belediyeyle bir bağlantısı var mı? Bütün bu konuların devletin yetkili kurumları tarafından yakından araştırılması gerekiyor.
” KONUTLAR YETERLİ SEVİYEDE DEĞİL V AÇIKLADIK… KONTEYNER ERKEN MERKEZLER “KIŞA HAZIRLANMALI… İÇME SUYU SORUNU ÇÖZÜLMELİ”
Yapılan toplu konutların yeterli düzeyde olmadığını özellikle vurguladık. Daha fazla konut inşaatı hızla başlamalıdır. Geçici süreliğine bölgeye daha fazla konteyner sevk edilmeli, mevcut konteyner şehirleri kışa hazır hale getirilmeli, eğitim faaliyetlerindeki eksiklikler hızla giderilmelidir. Ağır hasarlı binaların yıkımı hızlandırılmalı, valilikler yerinde ayrışma sorununa el atmalı, yerinde ayrıştırma değil, çöplük alanında ayrıştırma işlemi başlatılmalıdır. Ticari hayatın canlanması, şehirlerin normalleşmesi için devletin gerekli teşvikleri sağlaması gerekiyor. İçme suyu sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyor.”